“İnsan, aklını ilk keşfettiğinde ikinci kez DOĞMUŞGİBİDİR.
ASLINDA bu doğum, gerçek doğumdur ve ÖLÜMSÜZDÜR.”
Bizi ortaçağ karanlığından çıkaran Aydınlanma güneşiylearamıza tozpembe bulutlar girdi yüzyılımızda. Körlük aynı, yalnızca algısıfarklı. Sebebi, gelişen iletişim aygıtlarının bombardımanı. Bilimselgelişmelerin yeni verilerini çarpıtarak, postmodern safsatalar üreten sistem,insanları öğrenmeye değil, değişmeye yönlendiriyor ve her istediğimizi evrendennasıl temin edebileceğimize dair hiç kanıtlanamayacak yöntemler öneriyor. Oysahangimizin isteği dünyayı aşıyor ki, ancak ve ancak evrenden temin edebilelim?Dünyada mevcut ve mümkün olanı neden kendi aklımız ve çabamızla elde etmekyerine evreni tedarikçi olarak atayalım?
Furkan Eroğlu’nun davranış felsefesine dayanan GüçKazanma Sanatı, tümüyle kişisel isteklerimizi kolay yoldan elde edebileceğimiz“konformist bilgelik” tavsiyelerine karşı aklın ortak hazinesini erdemlekullanmanın çağdaş yolunu sunarken hiç hikâye anlatmadan, ikna etmeyeçalışmadan, açık ve net bir yol tarif ediyor.
Furkan Eroğlu’nun akademik kimliğine sadık kalarakgeliştirdiği öğreti, insanlığın birikimini çağdaş ihtiyaçlara göre yenidenüreten
bir erdem rafinerisi.